31 Mayıs 2011 Salı

Ben küçükken herşeyi biliyorum sanırdım.

Uzuun zamandır mim yapmaya fırsat bulamamıştım ama bu sefer ne kadar yoğun olsamda araya mesafe girmesine izin vermek istemiyorum.Sizce internetin taşınması -normal şartlarda- ne kadar zaman alır.
Umarım çok almaz.Almamalı.
Gelelim mime.
Mia kuzusu herzamanki gibi benide unutmamış miminde.
Konumuz Ben Küçükken .. Sanıyorum.
Ah ah beni hep kandırırlardı hep.
Ben çoğu şeyi geç keşfettim,valla bak.
Şimdi aklıma gelse annemin beni kandırdığı yalanlar acırdınız halime.
Neyse,aklıma gelen bir iki taneden başliyim en iyisi ben.
***
Ben küçükken;  Cüneyt Arkın'ı Cüney Tarkın sanıyodum.Neden bundan başladım inanın bilmiyorum.
Ben küçükken;  Kahve içersem kararıp arap olucağımı sanırdım.Ah anne ah.Şimdiki bu kahve tutkum küçüklüğümdeki bu eksiklikten geliyor sanırdım.
Ben küçükken;  Bulutların pamuktan olduğunu,insanların üstünde zıplayabildiğini sanırıdm.
Ben küçükken;  Babamla gezerken babam bana Allah her yerde dediğinde ben hep minarelerin Allah olduğunu sanırdım. 
Ben küçükken; Trafiğe en önde sigarasını yakmaya çalışıp çakmağını bi türlü bulamayan kamyoncu amcanın sebep olduğunu sanırdım.
Ben küçükken;  Trafik Canavarının gerçekten canavar olduğunu sanırdım.
Ben küçükken;  Arabalı vapura her binişimizde vapur batıcak sanırdım bu yüzden gözüme hep bi tane simit kestirirdim.
Ben küçükken;  Uslu bi çocuk olursam pikniğe gitiğimizde şirinleri görebileceğimi sanırdım.

Ben küçükken;  Pazara gittiğimizde sebzelerin üzerinde yazan kilo fiyatını tane fiyatı sanırdım.
Ben küçükken;  Dünyanın üstünde diilde içinde yaşadığımızı sanırdım.Mantık işte.
Ben küçükken;  Gece yataktan kalkarsam yatağımın altından bir el uzanıp beni yakalıycak sanırdım.Hala geceleri tedirgin olurum o ayrı.
Ben küçükken; Televizyonda Barış Manço çıktığında sorduğu sorulara benim verdiğim cevapları duyar sanırdım.
Ben küçükken;  Ispanağın Temel Reisin yediği şekilde bişey olduğunu sanırdım,gerçeği anladığımda dünyam yıkılmıştı.

Bu kadar saçmalık şimdilik yeter sanırım. Mimde hızlıca benden Seyhan'a gitsin bakalım.Mia herkesi mimlemiş.
Olur ya mimi bende isterim diyen olursa eklerim.
Şimdi bildiğiniz gibi Superman olmak zamanı.
O yüzden ben kaçtım.
Adios.
Not:Evet 24 saate iki post sığsırmak benim için bi mucize.

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Where are you Superman?

Not:Bu bir İki ara bi dere yazısıdır.
Ho-la.
Öyle karışığım ki sadece azcık zaman istiyorum.
Taşınma Telaşını tekrar yaşıyoruz şu aralar.
İnşallah bu son.
Ama zor.
Öncekinden daha zor.
Bu hafta aynı zamanda ödev haftası.
Sınav öncesi haftası.
Piknik Haftası.
Eski arkadaşlarla buluşma haftası.
Hayal kurma haftası.
Temizlik haftası.
Toparlanma haftası.
Kolileme haftası.
Aradığını bulamama haftası.
Ödevleri yetiştirememe haftası.
Sınavlara çalışmama haftası.
Süpermen olmak haftası.
Artık zamanıdır.
Clark Kent nerelerdesin?

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Çilli bom bom bom.

İlginç bi şekilde kendime de çaktırmadan
'Aman yavrum çilli
Çilli de yavrum çilli
Çilli bom bom bom.' mırıltılarıyla güne başladığım bu güzide günün de attık üstüne bi çizik.
Her zamanki gibi bi gündü bu günde.
-Bu kadar çok gün kelimesi kullandığım için kendimden tiksindiğim an-



Bugün:
Her cuma olduğu gibi     alarmımı sabahın hiç uyanamayacağım bi saatine kurdum.
Her cuma olduğu gibi     alarmı duymadım.
Her cuma olduğu gibi     erken binmeyi düşündüğüm otobüsü kaçırdım.
Her cuma olduğu gibi     ne giyceğimi bi türlü bulamadım.
Her cuma olduğu gibi     makyajımı evde yapamadım.
Her cuma olduğu gibi     durağa vardığım anda otobüs geldi.Bindim.
Her cuma olduğu gibi     derse geç kaldım.
Her cuma olduğu gibi     makyajımı okulda yaptım ve kalemi ikisine eşit çekemedim.
Her cuma olduğu gibi      grafik tasarım dersi yaratıcılığın yerlerde süründüğü o köhne sınıfta oldu yine.Her cuma olduğu gibi      dersten çıkınca gereğinden fazla hoşuma giden erkek asistan kişisinin odasına göz attım.
Her cuma olduğu gibi     onu yanında kıkırdayan gereksiz kızlardan kıskandım.
Her cuma olduğu gibi     okulun önünden aynı duraktan yolcu meraklası bi otobüse bindim.
Her cuma olduğu gibi      yemek yiyip,her cuma yaptığımız gibi pazara gittik.
Her cuma olduğu gibi      etrafta saçma sapan insanlar vardı.
Her cuma olduğu gibi      alabildiğine saçmaladık.
Her cuma olduğu gibi      bugünde bi ♥d90 hayal ettim.


Farklı olarak şunları söyleyebilirim ki yarın bugünden farklı olarak çalışıyor olucam.
Yoruluyor olucam.
Zenginliğime zenginlik katıyor olacağım.
Boğazlarım -evet hepsi- daha da ağrıyor olucak. 
Siz yan gelin yatın benim yerimede.
D90'a adım adım yaklaşırken,
Sizleri sevgiyle selamlayıp,
Makyajımı silmeye gidiyorum.
Arrivederci.

Not: Sonradan değişiklik yapılmıştır.

5 Mayıs 2011 Perşembe

Bu nasıl Mayıs anlayan var mı!

O-la.
Günaydın.
Yazıya başlamadan önce her zaman yaptığım gibi tarihe bakıyorum.
Beş Mayısı gösteriyor.
Havaya bakıyorum sonra.
Yağmurlu ve soğuk.
Sonra tekrar tarihe bakıyorum.
Evet beş Mayıs.
Yağmuru sonbaharı deli gibi seven ben bile katlanamıyorum bu duruma.
Havadurumu sunucularının söylediği bütün yazın normalden yağışlı geçebileceği ihtimali bian korkutuyor beni.
Annem küçükken dondurma yedirmek için ondokuz mayısı bekletirdi hep.
Boğazlarım hemen şişiyomuşta falanda filan.
Şimdiki gibi olsaydı o zamanlar hava heralde otuz ağustostan önce yiyemezdim dondurma.
Oysaki ben şuan bunları düşünmek yerine kalkıp,duş alıp,hazırlanmalıyım.
Ne giyeceğime karar vermeliyim ki bu dengesiz havada kıyafet seçimi yapmak oldukça zor.
Odam -herzamankgibi- çıfıt çarşısından hallice.
Yatağımı toplamalıyım.
Bide kahvaltı tabi.
Sonrasında önce kuzencanla buluşup,
Oradanda gece kalmasına kankama akmalıyım.
Dün trene bindim ben.
-Resimde ona ithafen sanırım-
Kankamla bilmediğimiz yerlere gitmenin verdiği dehşeti yaşamadık desem yalan olur.
Paranoyalar havada uçuştu.

Birde D&Rdan notelook aldım kendime.
Öyle sevimliki.
Yazmaya kıyamadım daha.
Çantama attım yeterince yüküm yokmuş gibi.
Aylardır bitiremediğim kitabımın yanında duruyor usluca.

Merak ediyorsanız söyliyim,
Hala Nutella kavanozunda para biriktiriyorum,
Hala bir D90'ım yok.
Hala bu yazıya ne resim koyacağımı bilmiyorum.
Hala ne giyceğimi bilmiyorum.
Hala Mia'nın yolladığı mimi yapmadım.
Hala burada napıyorum bilmiyorum.
O halde ben gidiyorum.
Adios.
Hayalci kaçar.
Related Posts with Thumbnails