29 Ekim 2011 Cumartesi

Yirmidokuzekim!

''Muhtaç olduğun kudret,damarlarındaki asil kanda mevcuttur!''
'Bugün 29 Ekim,Türkiye'nin doğumgünü! 
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun! 
Teşekkürler Atam!'

19 Ekim 2011 Çarşamba

Makyazsız kendimi beğenememe dönemi-hiçhoşgelmedin.

Aloha.
Of of.
Bugün 2 saat teori dersi dinlemiş ve 4+2 saat harfleri eğip bükmek suretiyle grafik tasarım yapmış ve doğal olarak pc ışığına bakmaktan gözleri yorulmuş bir hayalci var huzurlarınızda.
Ayrıca beli tutuk olduğundan dolayı evde babaanne usulü sarıp sarmalanıp öyle dolaşıyor.
Bunları sayıp dökmesinin nedeni şudur ki olur a anlatmak istediği konuyu bir çırpıda anlatamaz,harfler orada burada dağınık kalırsa bu günlük siz toparlamak istersiniz belki.
Konuya gelirsek:
Bu konu beni hep bir dertlendirmiştir zaten.
Şimdi insan kendini doğal haliyle beğenmiyorsa -ki her varlık güzeldir(bkz:mesaj kaygısı duyan hayalci)  ve makyaj ile güzel olduğunu düşünüyorsa,yapar makyajını çatır çatır,salına salına da arzı endam eder değil mi?
İşte bence değil.
Makyajın müthiş bir olay olduğunu her canlı varlık gibi tabiki bende kabul ediyorum.
Ve hatta 'Çirkin kadın yoktur,az makyaj vardır.' lafını doğruluyorum.
Beni rahatsız eden şeye gelirsek olay şu ki;
Makyajın bir süre sonra sıradanlaşması.
Evet tahammül edemediğim şey tam olarak bu.
Böyle doğal doğal güzel olanlara acayip imreniyorum.Yani öyle böyle diil.
Normalde fondöten kullanmam,belki arada sırada.Cildim problemli olduğundan fondoten pek yaramıyor bana.Ah birde milleti o pürüzsüz yüze alıştırıp gerçekten uzaklaştırmak istemiyorum.
Şimdi ben o siyah kalemi çekmeden gidiyim bakalım okula,hoop tepkiler yağmaya başlıyor.
Yanlış anlamayın sadece kalem çekmemekten bahsediyorum.
Rimelim ve hatta rujum yerinde.
Kendim bile o kadar alışmışım ki tuhaf geliyor kalem çekmeden.
Hele şu ara gözlerimin etrafına çekiyorum simsiyah kalemi,bide basıyorum rimeli,bazen biraz allık ya da ruj değmeyin keyfime.
Ama bunun yarını öbür günü var,
Vizesi finali var,
Erken kalkamaması,makyaj yapmaya vakit bulamaması var.
Yazlıkta ne rahattı,bronz ten + sıfır makyaj.İnsanlar beni öyle tanıdığı için de ne makyaj derdi ne bişey.
Onlar mutlu ben mutlu.
Siz siz olun kimseyi makyajlı halinize alıştırmayın.
Ben birgün olduğum gibi sıfır makyaj okula gitsem hayalci öldün de ağlayanın mı yok derler.
Makyaj yapmayı seviyorum.
Süslenip püslenmek gayet hoşuma gidiyor.
Herkes gibi kendime yakıştırıyorum ancak hergün hergün olunca bir özelliği kalmıyor bence.
Bakmayın böyle anlattığıma günlük makyajım öyle çok ağır diil.
Ama göz makyajı olmazsa olmuyor.
Sırf kalem çekicem diye ne derslere geç girdim ben,hey gidi hey.
Burada çemkirip rahatladıktan sonra hergün makyajımı yapmaya devam edebilirim.
Çok merak ediyorum,uykudan kalktığı haliyle,sıfır makyaj okula-işe-gezmeye gideniniz var mı?
Bu posttan çıkaracağımız sonuç işte budur:
Alışmış kudurmuştan beterdir.
Yazıya inat şarkımızda oynak olsun mu?
Adios.

9 Ekim 2011 Pazar

Bi'pazar sabahı.

''Bazıları yağmuru hisseder,diğerleri sadece ıslanır.''
Yağmurla mutlu uyanılan bi sabahın ardından,
mutlu pazarlar.

6 Ekim 2011 Perşembe

Ekspres Hayat!

Şu sıralar;
Bu şekilde yataktan kalkan ben,
On dakika içinde hazırlanıp okula koşuyorum,
Trafiğe yakalanıp bir buçuk saat yol eziyetini çekiyorum,
Sabah dokuzdan akşam beşe sınıf sınıf sürtüp derse girdikten ve her günki öğle arası kız dedikodusunu yaptıktan  sonra,
Akşamın bi köründe eve gelip çığrından çıkmış odamı görmezden gelip,
Birde piletesimsi! birşeyler yapmaya çalışıyorum,
He tabi öyle marifetliyim ki araya film sıkıştırıp,798 sayfalık bir kitabı yanımda taşıyıp okumaya uğraşıyorum.
Arada D90 hayalleri kurmayı da -aman ha!- ihmal etmiyorum.
Gözlerimin altında halkalar,yetişemediğim olaylar,yazmaya vakit bulamadığım konular var.
Teslim edilmemiş staj dosyaları,alınmamış notlar,girilmemiş dersler var.
Yorum yazamasamda okumayı ihmal etmediğim bi'dolu blog var.
Hatta şuan saatlerdir uyunmamış bir uykum ve yetişmem gereken bir 6kırkbeş otobüsüm var.
Birkaç gün idare ediniz beni.
Related Posts with Thumbnails