31 Aralık 2011 Cumartesi

Zaman hızlı derlerdi de inanmazdım!

2011 eskimeye başlamışken artık;
Sayılı saatler kalmışken yeni yıla,
2012'de
Kahkahalar,mutluluklar,sevinç gözyaşları sizinle olsun.
Falınızda balıklar,yanınızda sevdikleriniz olsun.
Hayatta hep kendiniz için bir yolunuz olsun.
2012 hepimizi şaşırtan bir yıl olsun.
Yes, it was my way.

29 Aralık 2011 Perşembe

Aralık İkibinonbirden Kalanlar.

Aloha!
Bu yazı benim blogumdaki yılın son postu olabilir.
Tabi benim sağım solum belli olmaz bilirsiniz.
O yüzden son olmayabilir de.
Hem her son bir başlangıç değil midir zaten?
Aralıktan kalma telefonla çekilmiş fotolarla başbaşa bırakırken sizi,ben ikibinonikiyi bekliyorum.
İşin aslı pijama-terlik-tv üçlüsüyle başbaşa kalma korkusu sardı dört bir yanımı.
Okulda mac'lerin çıldırtan yavaşlığının yanında vişneli tofita herşeyi unutturabilir.
 
Ders arası içilen o kahve.
Derse gitmeyi imkansız kılan saatler süren fal.
O fal varya o fal.
Neler yokki o fincanın içinde.
Aşk meşk entrika yol kısmet,ne ararsan.
 Son günlerde tükettiğim kalorilerin yanında masum kalır şu ikisi.
 Fotoğraf çekene kadar dayanamayıp ucundan tırtıkladığım cheesecake.im.
Ne güzel şeysin sen.
 Hayalci elinden tiramisu yemek isteyenler parmak kaldırsın bakalım.
Bazen küçük süprizler güzel gider.Ow yeah!
Daha bitirmedim ama şimdiden okuyun derim,bir anda feci sardı.
Finallere kadar bitecek!
Hadi şimdi aklından bir sayı tut!

Bu ugursuzluk üzerine gidip milli piyango alan mı?
Evet o benim.
Trilyoner olursam ilk işim bu batıl inancı
-Yok etmek- olacak.
Hayalci mi?
O da benim.
Adios.

13 Aralık 2011 Salı

Evrene Yılbaşı Mesajı - MİM


Tarih ne kadar fiyakalı bugün böyle. 13.12.11.
2011 ne çabuk geçti.Ne zaman Aralık ayına kadar geldik?Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?
Tamam tamam cıvıtmak yok.
Madem yılbaşı tüm ihtişamıyla bize doğru yaklaşmakta,bizde 2012den istediklerimizi bir sıraya koymalıyız bence.
Evrene ara ara mesaj yollamak lazım gençler.
O halde tam burada şu anda YENİYIL MİMİni yüksek müsadenizle başlatıyorum.
Mimimiz şudur ki,yeni yıldan istediğimiz 12 şeyi -ki bunda sınırsız bir seçim hakkına sahibiz- yazıyoruz.Ve mimi 12 kişiye paslıyoruz.
Benim 2012'den istediklerime gelirsek;
 1-Aşk♥ istiyorum,sağlık istiyorum,mutluluk hep benle olsun istiyorum.Hep mutlu,çok mutlu,en mutlu olmak istiyorum.Ben sen o biz siz onlar herkes mutlu olsun istiyorum.Annem mutlu babam mutlu kankam mutlu tüm bloggerlar mutlu olsun istiyorum.-mutlu kelimesinin anlamını yitirdiğini dakikalar-Ağlıyorsamda mutluluktan olsun istiyorum.Gülmekten çenem ağrısın,karnım çatlasın istiyorum.Tamam abarttım.
 2-Artık bir Nikon D90 istiyorum.Evren duy sesimi.
  3-Patlayana kadar abur cubur yiyip Jennifer Lopez gibi olmak istiyorum.Bak dikkatinizi çekiyorum Alessandra Ambrosio demiyorum,haddimi bilirim.Biliyorum bu kadar yerken bu fizik kurallarına aykırı ama ben Fizikten kaldım zaten.Hayalgücünde sınırlama yok demiştik.
  4-Bol zımbalı bir çizme istiyorum.
 5-Beni bi yerlerde sessizce bekleyen şahane kabanı artık bulmak istiyorum.
 6-Kafamda hiç bir düşüncenin olmadığı,hiç bilmediğim bir yere doğru seyahate çıkmak istiyorum.


7-Kim bana Macbook yada Ipad alır?
 8-Hiçbir dersi kalmadan atlatmak istiyorum.Lanet hocaların tripleri onların olsun,bize dokunmasın istiyorum.Bana kalitemi bozdurtmasınlar istiyorum.
 9-Okuyamadığım tüm kitapları okumak,izleyemediğim filmleri izlemek ve gitmek isteyipte gidemediğim heryer gitmek istiyorum.
 10-Dişçiye gitmek istemiyorum.Nolur,nolur,nolur.
 11-Yeni bir kuaför bulmak istiyorum.Çalı süpürgesine dönen saçlarımı bir hale yola soksun istiyorum.
 12-Bu oniki madde bana mümkün diil yetmezken ben saçmalaması bol,eğlencesi bol,kahkahası bol bir yıl diliyorum hepimize.Kuşlar hep cıvıldasın böyle.
Ah 2011 öyle doluydun ki.Öyle zordun,öyle kolaydın ki.Ortan olmadı hiç.Yordun bizi.Mutlu ettin.Ağlattın.Güldürdün.Artık yaşanma sırası 2012'de.Bize düşen bekleyip görmek.
Onun dışında canınızın sağlığı ve falınızda balıklar olsun.Hayalci bir blogger daha ne ister.
Mimi çok sevdiğim bloggerlar
Mia,
Missbone,
Kirazlı Sakız,
Leah,
Seyhan,
Sylvie ribeL,
Eylül,
Queen E
Delibu 
Kitap Delisi Gizem 

Gizzy
Hayal Meyal'e yolluyorum.
Hadi bakalım yılbaşından sizin istekleriniz neler?

10 Aralık 2011 Cumartesi

Ödüller ve Gerçekler.

Allahım ben ne üşengeç bi insan oldum böyle ya.
Arayı uzatmadan yazı yazıcam artık diyorum bi bakıyorum dört gün geçmiş bile üstünden.
Ama şuan gözlerimden çağıl çağıl akan uykuya aldanmayıp -ki çağıl kelimesini doğru kullandım mı onu bile bilmiyorum- canım Missbone un ,Kirazlı Sakız ın ve Babasının turşusu Eylül'ün yolladığı mimi yazmaya girişiyorum.

*Kural Bir; Ödülü bize veren kişiye teşekkür ediyoruz ve blogunun linkini veriyoruz.
Bu kuralı kimse atlamaz zaten genelde ama ben yinede  
Babasının turşusu Eylül'e bu eğlenceli ödülü yolladıkları için şükranlarımı sunuyorum.Allahım sen bu üç fıstığa 90-60-90 vücut,sonsuz kaprislerinizi çekicek adonis heykeli gibi koca ver.Amin.

*Kural İki;kendi hakkımızda yedi gerçeği paylaşıyoruz.
Gerçek 1; Tahmin edebileceğiniz gibi uç noktalarda dolaşan bir hayalciyim.Saçma sapan hayaller kurar,birde kendimi gerçekleşeceğine inandırırım.Sayısız gerçekleştirilmemiş planım vardır.Biraz da pozitifim sanırım.

Gerçek 2;Çok tırsağım.Karanlıktan korkarım.Alçak yerlerde nefessiz kalıyormuş gibi hissederim korkarım.Lunaparklar ve korku filmleri bana zevk vermez.Hayır o gondolda tırsmaktan eğlenemiyorum ki ben.Bide benim ekşıncı kankam beni kamikazeye bindirecekti.Yok yaa.Bende o göz var mı? Devamı kalp krizi olurdu heralde.Çarpışan arabamla mutluyum ben.Birde korku filmleri tabi.Testere filan neyse de.Yok Musallat'mış,Şeytan Çarpması'ymış bana göre diil.Saniye başı sıçrayarak film mi izlenirmiş yahu.İnsanda uyku bırakmaz o filmler.

Gerçek 3:Doktora gitmekten hoşlanmam.Ve gitmem de.Beni öldürecesiye rahatsız etmeli ki doktor yolunu anca tutarım.Hasta diilsem de psikolojikman  doktor kapısında sıra beklerken kendimi yaşlanmış ve hastalıktan ölecekmiş gibi hissediyorum.

Gerçek 4:Diyet ya-pa-mı-yo-rum.Nasıl iradesiz bi insansam artık diyetlere pazartesi başlayıp salı sonlandırıyorum.Diyet hakkında sonsuz bilgiye sahibim ancak başkalarına anlatıyorum kendimse hiçbirini yapamıyorum.Spor mu? Nerde.Ben şu koca kıçımı kaldırıpodamı toplasam gözlerim yaşarır valla.Hayatınızda görebileceğiniz en dağınık insan olabilme potansiyeline sahibim.Tembelim tembel.Tam yata yata yapılacak bir spor buldum -pilates- bu seferde bir türlü diyete başlayamıyorum.Hayatım bi kısır döngü.

Gerçek 5:Benim hiç D90'ım olmadı.Ciddi anlamda bu bende öyle bir saplantı haline dönüştüki yılda bir görüştüğüm ilkokul arkadaşımı bile bir şekilde bundan haberdar ettiğimi farkettim.Artık alsamda tüm çevrem rahatlasa.

Gerçek 6;Kuaförlerlerden hoşlanmıyorum.Ve kuaförler benden bıkmış durumda.O koltukta otururken öyle geriliyorum ki.Acaba saçımın orası kısa mı oldu? Acaba perçemi güzel kesebildi mi? Ay yoksa orasını kısalttırmasamıydım? Eyvah bak boyundan iki parmak yerine üç parmak aldı gibi saçma sapan telaşlarım var.Ve lanet olsun bu yüzden saçlarım şuan belime kadar uzun ve benim nazımı geçirebildiğim tek kuaförüm çekti gitti başka şehire.Saçlarım Samaraya dönmeden buna bir dur demeliyim.Uzun saçlarını kısacık kestirebilen cesur insanlara acayip özeniyorum.

Gerçek 7:Genel anlamda öyle hiçbirşeyi unutmayan bir yapım yoktur,gereksiz şeyleri unuturum ama koku hafızası diye birşey varsa onun bende olduğunu düşünüyorum.Kokladığım birşeyin kokusunu unutmam hatta kokular bana genelde yaşadığım olayları bulunduğum mekanları hatırlatır.

Ve bonus gerçek:Johnny Depp bir gün bana evlenme teklif ederse hiç düşünmeden kabul ederim.Böyle de hayalci-yim.

Şimdide 10 kişiyi ödülü yollamam gerekiyormuş ama benim mimliyeceğim kişiler zaten mimlenmiş.O yüzden her zamanki gibi geç kalmanın verdiği suçlulukla buraya kimsenin ismini yazmıyorum.Şimdi iki gündür okuyamadığım blogları okumaya gidiyorum.

Öpücük.
Kalp.
Arrivederci.

6 Aralık 2011 Salı

Saçmalamak Bir Sanattır.

Ta-daa.
Mürekkepli parmaklarım ve pembe fiyonklu tacımla karşınızdayım.
Saatlerdir beni anlamamakta ısrar eden emektar yazıcımla cebelleşiyordum.
Bir yıldır kullanmadım kendisini.
Kartuşlarımı bir güzel doldurttum ki o ufacık şeyler bana kaç gün gider merak ediyorum.
Yazıcıya taktım ve onları tanımamazlıktan geldi haspam.
Daha sonra öğrendimki reset atılmalıymış.
Abartısız 5-6 kez reset attım sanırım.
Ki bu sırada fişi üçlü prize takıp çıkarttıkça sayısız çarpılma tehlikesi geçirdim o da cabası.
Bu ekşın dolu işlemin ardında kartuşları tanıdı neyse ki.
Bu sefer de kağıt olmadığı halde sıkışıyor diye uyarı vermeye başladı.
Hayır saç baş yoldurcak bana en sonunda,ben o kartuşları boşunamı doldurttum ey printer.
Neyse ben ordan burdan  biraz oynadım oynadım,haspam çalıştı.
Meğer derdi varmış.
İçinden milat öncesinde bir adet 5 YENİ kuruş ve ince bir saç tokası çıktı.
İkimizde yeterli işkenceyi çektiğimize karar verip barıştık.
Her ne kadar renkleri saçma sapan bassa da içimde bir umut var,düzelicek.
Allahım ben nasıl bir saçmalama içindeyim böyle.
Masamın üzerinde de yarısı yenmiş! elmalı kurabiyem duruyor.
Bugün yediklerimi saymıyorum bile.
Geçen akşam puding yedirtmediğim Mia beni gebertcek.
Missbonedan da mimim var bu gazla onuda yazıyım bari.
BehzatÇ.li rüyamı da yazsam mı acaba?
Biraz coşsun buralar.
Çok susadım ben.
Su için,su hayattır.
Fazla saçmaladım,farkındayım,aklımda bir sürü yazılacak şey dönüp dururken hiçbirinden bahsetmemiş olmamda ilginç doğrusu.
Parmaklarımdaki mürekkepleri lavaboya doğru bir yolculuğa çıkarmalıyım.
Hala tırnak yemekten vazgeçememekten nefret ediyorum.
Uykumun gelmesinden nefret ediyorum.
Yarın koskoca günün tam ortasına iki saat ders koyarak günü mahveden sistemden nefret ediyorum.
Ondokuzbuçuk yaşındaysanız ve yirmiyi inatla son güne kadar kabul edemiyorsanız hayat gerçekten çok zor.
Tanrı bizi korusun.
Adios.
Related Posts with Thumbnails