25 Eylül 2010 Cumartesi

Bu aralar ben..

Tamaam tamam..
Farkındayım.
Bu kadar uzun ara olmaz.
Ama okul başlayınca karıştı bütün işler.
Aslında şu sıralar kendimden haberim yok desem iyidir.
Bu yazıda ee hayalci yazıyosan yaz artık yazısı.
Bu aralar ordayım,burdayım.
Okuldayım,evdeyim,Üsküdar'da Bebek'teyim.
Kınadayım,düğündeyim.
Şu sıralar her yerdeyim.
Aklımda da yeni fikirler.
Birde hediye verme fikri tabii.
Du bakalım.
Ben önce bi kendime geliyim.
Gerisi gelicek :)

Yazı sahipsiz kalmasın.Yeni aldığım kitapları da iliştiriveriyim şuracığa :)

Haydi canlar.
Ben şimdilik kaçıyorum.
Gözüm üstünüzde.
Buralardayım :)

15 Eylül 2010 Çarşamba

Gündem maddeleri..


*Ttnet müşteri hizmetlerindeki binbir yönlendirmeyle bağladıkları beyinsize sinir oldum.Hayır sen benim sorunuma çözüm bulamıyosan ne halt yemeye duruyosun orda! Bu yüzden internetimle alakalı problem hala sürmekte!
*Günlük tutuyorum.Blog yazarken gereksizmiş gibi gelsede zorluyorum kendimi.Yazdıkça rahatlıyorum.
*Pazartesi güzide okulum kapılarını açıyor.Gitmek istiyorum.Okul güzel.Dersler için biraz motivasyona-gaza ihtiyaç var.Yatıp yuvarlanmak için son bikaç gün.
*Ezel izledim.Hem de ne izlemek.Pür dikkat.Kenan Birkan iyiki geldin diziye kan verdin.Amaa son sahnede Kıvanç Talıtuğ’un fırlattığı delice bakış üç saatlik diziye bedeldi.’Budur’ dedim.
*Sizce belimi kırmış olabilir miyim? Tamam abarttım.Ama durumum gerçekten fena.Bilinçsiz yapılan sporun sonu.İki tane ağrı kesici aldım.İşe yaramadı.Kıpırdamamaya çalışıyorum.
*Formspringde sorular birikti biliyorum.Pek ilgilenemedim.Sori!

*Okul harcım yattı bankaya.Hafifleyiverdim birden.Neden acaba :D
*Kankacanla web-tasarım kursuna kaydolduk.Maksat bilgisayarın dilinden biraz daha anlamak+mesleğe katkı.Bakalım sonumuz hayrolsun.
*Fena halde gezdik-eğlendik bugün.Macun yiyememe sahnesini anlatmıycam.Yirmibeşbuçuk liralık köfteyi de.Hele bitmiş mısırdan hiç bahsetmiycem.Rezil olmaya niyetim yok :D
*Profesyonel makinalara takmış vaziyetteyim.Bugün bunu bikez daha fazlasıyla anladım.Bi  ara acaba sadece benim mi bi nikonD80 im yok diycektim.Neyse ki yalnız diilmişim.
*Kendimde her an çamura yatabilme sezdiğim halde karar değiştirmezsem eski staj yerime ziyarete gitme durumum olabilir.Özledim orayı.Ama üşengeç ve tembelim.
*Yeşilçayım ve yeni kitabım beni beklemekte.Şimdi kaçıyorum canlar.Bi süre yazılarım kesintili olabilir.Ama olmayabilir de.Bilemiyorum.İnternetimin keyfine kalmış.
Hayalci kaçar.
BY.

12 Eylül 2010 Pazar

Milyoner.

İlk çıktığı zaman izlemiştim aslında Milyoner'i.Unutmuşum çoktan.Aslında unutulmaması gerekirmiş.Film her yönüyle öyle nefis ki yönetmeni,oyuncuları,müzikleri,çekim teknikleri,kurgusu,mekanları ve tabii ki müthiş hikayesi.Zaten bildiğiniz gibi 8 dalda oscarı bulunmakta filmin.Çocuk oyuncuların performanslarından bahsetmiyorum bile.Doyamadım izlemeye.Listemde en iyilerin yerini birkez daha aldı yerini tekrar izlediğimde.İnsanın içine işleyen bir film.


Filmin konusu :
Jamal Malik Mumbai'nin gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan 18 yaşında bir yetimdir. Hindistan'da katıldığı bir bilgi yarışmasında 20 milyon rupe kazanmasına sadece bir adım kalmıştır.
Şovun o gecelik bitmesinin ardından Jamal, eğitimsiz olan birinin bu kadar büyük başarıyı ancak hile yoluyla gösterebileceğinden şüphelenilip tutuklanır. Ama yarışmadaki her sorunun cevabıyla o gece Jamal'ın inanılması zor gerçek hikayesi ortaya çıkacaktır. Her bir soruyla geçmişine geri dönen Jamal'ın yaşadıklarını gözler önüne serer.Fakat sadece bir soru gizemini korur...





Bir sokak çocuğu,milyoner olmaya bir adım uzaktadır.Peki,bunu nasıl başarır?

A.Hile    B.Şans    C.Zeka    D.Kader

Tavsiye ederim,bu müthiş filmi bi yerlere not edin.

Dünden kareler.

Bu kadar meraklı,

 
Bu kadar umursamaz,

 Bu kadar zarif,     

Bu kadar şaşkın,
olsaydım
nolurdu :D


11 Eylül 2010 Cumartesi

Kitap tavsiye-Leyla

Uyarıyorum olaylar ağır bu kitapta.Hüzünlü.Esir kampına düşen bir kızın nasıl o işkenceli yılları atlatmaya çalıştığını,ruhundaki yaraları nasıl sarmaya çalıştığını yazmış Alexandra Cavellius.Hikayedeki olaylar tamamen gerçekmiş.Zaten daralmış olan ruhumu iyice hüzünlendirdi.Ama okuyun,bilin isterim.Tavsiye ederim.
P.S:Otomatik post.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Sözün özü..

Zaman ne hızlı yada bizler ne kadar yavaşız...
Daha dün gibi kapı kapı dolaşıp topladığımız şekerler,
Dün gibi bayramlıklarım ayakucumda uyuduğum arifeler,
Geçiyor işte zaman,
Büyüyoruz
Değişiyoruz,
Çocukluğun verdiği tadı arıyor insan arada..
Yinede hergünün değerini bilmek,doyasıya yaşamak lazım..
Bayramları da tüm coşkusuyla kutlamak.

Sözün özü,
Herkese şimdiden şeker tadıda gülücüklerle dolu bi iyi bayramlar diyorum..
Ve gidiyorum :))

4 Eylül 2010 Cumartesi

Gitar durumu.

Pek oturamadım blogun başına bu günlerde.
Bu yüzden üzgünüm.
Konuya direk dalmak gerekirse sevgili okuyucu,
Gitar kursuna gitmeyi düşünüyorum bu sene.
Aslında iki sene önce gittim ama okul,kurs,staj üçgeninde gerekli ilgiyi gösteremedim gitarcanıma.
Oysaki o ilgi,o sevgi bekler.
Ona pek iyi bakabildiğimi söyleyemiyceğim.
Bu sene kararlıyım.
Ertele ertele nereye kadar?
Kurs olarak bizim okulda açılma ihtimali olan bi kurs var aklımda.
Yine de varsa bildiğiniz bi yer,tavsiyelere açığım.
Şimdi hazırlanmam lazım.
Gezmeye gitcem.
İftara yokum,siz yiyin :D

P.S: Biraz aceleyle yazıldı.

1 Eylül 2010 Çarşamba

D-ı-y kutu..


Aslında evdeki tüm fazlalıklarla beraber bu kutu ve açma halkaları da çöpe gidiyordu ki olaya el koydum.Evde dolana dolana bulduğum bi kaç parçayla kutuyu yeniledim.Aslında bence hiç fena olmadı.İçine üniversite notlarımı+fotolarımı filan koymayı düşünmekteyim.Bakalım..

Eylül.


Yağmur ve ben..
Ne kadar özlemişim bu görüntüyü anlatamamam.
Eylülün geldiğini ilk günden nasılda haber veriyor.
İçime çekiyorum mis gibi toprak kokusunu.
O kasvetli havasını bile özlemişim.
Büyük bir sevinçle .hoşgeldin. diyorum.
O da geldiği için heyecanlı,gururlu da.
Öyle bir coşkuyla yağıyor ki.
Sanki bir daha hiç gitmiycek gibi.
Hiç gitme diye fısıldıyorum kulağına.
Acelece Teoman'dan Eylül Akşamı'nı açıyorum.
İşte diyorum.
En güzel mevsim bu.
Sonbahar.
Related Posts with Thumbnails