22 Kasım 2012 Perşembe

Senin derdin ne dostum he tanrı aşkına söyler misin ?

İnternette amaçsız amaçsız dolaşırken birden bi baktım kendi blogumdayım.
Megaloman mıyım neyim!
Eski yazılarımı okudukça hoşuma gitti.
Hatırlamak iyi geldi.
Sonra dedim ki kendi kendime
Senin derdin ne dostum he tanrı aşkına söyler misin ?
Hey hey hey kes şunu ahbap,
Kahrolası canı cehenneme biri gibi davranmayı bırak,
Seni kendini beğenmiş lanet olası pislik ya o koca poponu kaldırır buraya hemen birşeyler yazarsın,
Ya da
Ya da
Immm
İşte ya da internette takılmaya devam edersin.
Dipnot : Evet belli olduğu gibi bugün fazlasıyla rüzgar yedim.
Öncelikle hava çok soğuk.
Günlerden lanet perşembe ve ben evdeyim. 15:46
Perşembe neden mi lanet.
Çünkü perşembe günleri bütün yaşama sevincimi öldürecek bir staja gidiyorum.
Neyse ki akşamları fotoğrafçılık kursum var.
Her ne kadar eve girip bir güzel yayıldıktan sonra evden çıkmak zor gelse de kendimi orada iyi hissediyorum.
Sürekli fotoğraflarla içiçe olmak eğlenceli.
Hocası desen ayrı bi deli.
Öğrencilerin hepsi de başka bi telden çalınca ortaya hoş enstanteneler çıkıyor.
Gördüğünüz gibi anlatımlarda da artizliğimi yapıyorum evelallah.
Şimdi bu yirmiiki kasım soğuğunda,
Titreye titreye kursa gideceğim.
Son zamanlar öyle koşturmacalı geçti ki hiç bakamadım bAuralara.
En büyük koşturmacamız şuydu ki:
Kankam sözlendi.
Ki bu tuzlu kahveden tutun da söz kurabiyesi yapımına,söz elbisesi arayışına,kızkıza sözöncesi partisi yapımına,söz kurdelası kesiminden topuklu ayakkabılarla çamlıcanın arnavut kaldırımlarında bir saat kadar yürümeye çalışmaya,dilek feneri uçurmaya ve hatta daha birsürü şey demek.
Güzel şeyler demek.
Gülmeler demek.Mutlu olmaklar demek.Duygulanmalar demek.
Bu kadar yoğun duygunun arasına birde vizeleri sokarlarsa biz o vizeleri ipler miyiz sizce?
Yoeoaeo hiç sanmıyorum.
Mesela yarın bir sınavım var ama halimin tavrımın kaşı gözü ayrı oynuyor.
Kursum da beni bekliyor.
O yüzden şimdi;
En eskimo şekilde hazırlanmam lazım sanırım.
Saçmalıkları görmezden geliniz.
Öpüldünüz.
Tanrı bizi korusun dostlarım.

16 Kasım 2012 Cuma

Ya başım çok çok fena dönüyor,ya da dünya!


Selam millet.
Belki daha eğlenceli bir ruh haliyle dönebilirdim buraya ama yazasım geldi şuan.
Şuan acayip kötü hissediyorum.
Başım dönerken bir yandan,ellerim de titriyor.
Midemde tuhaf birşeyler var.
Ve de fena halde çarpıntım.
Baş dönmesi hali günlerdir olan ama benim umursamadığım bir hal.
Ancak şuan başka.
Ayakta durmakta biraz zorlanıyorum.
Ve böyle olduğum için kendime sinir oluyorum.
Kendimi çok güzsüz hissediyorum.
Tüm enerjim içimden çekilmiş gibi.
Oysa ki günlerim güzel.
Anlatmak istediklerim güzel.
Ruhsal halim güzel.
Ama onları bu yazıda harcayamam.
Hatta bu yazıyı niye ısrarla yazıyorum anlamış diilim.
Diyet midir,fazla kahve midir,yoksa bambaşka birşey midir nedeni emin değilim.
Yarına iyi olmam lazım.
Tuşların tıkırtısı katlanıp beynime davul gibi gidiyor.
Yazıyı bitirme zamanı.
Güzel şeyler anlatmak zamanı da gelicek.
Belki biraz uyursam geçer.
İyi geceler.

28 Eylül 2012 Cuma

Yirmisekiz Eylül güzeldir.

Lay.lay.lay.
27Eylül 2012.
23:37.
Bu boş sayfa birkaç dakika sonra artık boş olmayacak.
Bu sayfa özel çünkü,
Bir kanka için ayrıldı.
Bu sayfa şu andan itibaren bir doğum günü sayfası.
Ve bu doğumgününde ona ağlaklı yazılar yazmak yok.
Bu sefer sadece okuyup eğlenmelik bu yazı.
Gözleri bal rengi olan bir kız var.
Gülünce bütün dişleri gözüküyor.
Mavi bir kalemi var ona hep çok yakışır.
Ayakları 37buçuk numara.
Pilavıysa hep tane tane.
Yedi yıldır tanıyorum onu.
Elleri küçük ama yüreği çok büyük biliyorum.
Onbeşinde de öyleydi.
Yirmibirinde de öyle.
Gözleri çok çabuk doluyor.
Bazen çok fena saçmalayabiliyor.
Bende ona büyük keyifle yardım edebiliyorum.
Bazen keçi inadı tuttumu tutuyor ki sormayın.
Ama olsun onu da seviyorum ben.
Bazen ayva tatlısını tarif edemiyor.
Bazen sınıfta müziksiz horon oynayabiliyor.
Derste uyuyabiliyor bazen.
Bazen benimle geceyarısı plates yapabiliyor.
Otuzsekiz beden olduğu halde ben diyetteyken benimle tavuklu salata da yiyor.
Bazen kahkahalarımızı herkesler kıskanabiliyor.
Bütün saçmalıklarıma sonuna kadar katlanabiliyor.
Sevinsem de ilk gideceğim kişi o.
Ağlasam da o.
Ne olursa olsun beni sevdiğini biliyorum her zaman.
Hissediyorum en içten.
Çünkü bende onu çok seviyorum.
O dost.
O kızkardeş.
O kanka.
O aile.
O çatlak.
O bende yeri hep çok başka olan biri.
O çok sevilen biri.
O onu nasıl sevdiğimi burada ifade etmeyi birtürlü başaramadığım biri.
O bakışından içi görünen biri.
Bugün onun 7665inci günü.
Doğumgünün kutlu olsun güzel kankam,
Şuan doğumgünü mesajıma gelen cevap gözlerimi dolu dolu yaptı yine.
O yaşlar akmadan önce,
İyi ki varsın.
Hep diyorum ya,
Bilirsin işte bunca şey sensiz olmazdı ♥

20

25 Eylül 2012 Salı

Hayat ne tuhaf vapurlar filan.



Saat 22:18.
Aloha.
Nette amaçsız amaçsız dolaşırken uzun zamandır ertelediğim bu yazıyı daha fazla ertelemeyeceğimi hissettim.
Bugün günlerden güzel bigün.
Ender güzel pazartesilerden.

*** 
22:20
Okul açıldı diye bu kadar sevinilir mi yahu?
Bir kaç gün sonra çıkar bunun acısı hissediyorum.
Ama şimdilik halimden memnunum.
Aslında şuan öyle yorgun öyle yorgunum ki.
Okul ilk günden pestilimizi çıkardı.
Ama hayatımıza bi aktivite geldi be.
Hanedan dedikodularını bile özlemişim.
Tabi üstümüze sinen yağ kokusu için aynı şeyleri hissedemiyceğim.

***
22:22
Sevgili Seyhan.
Bak bi'dahaki bayram gelmedi daha.
Senin o yorumun sayesinde yazılıyor bu yazı.
Mia'ya da selam çakıyorum.
Öpücükler.

***
22:25
Yazın booool booool fotoğraflar çektim.
Bodrum'a da gittik beraber İstanbul'da da yaşadık.Hatta Çanakkale'yi de unutmadık. 
Tabii bunları yazmayı da unutmadık.
Ama çnce fotoğraflar.
Ama ben öyle üşengeç bir insanım ve bilgisayarım öyle yavaş ki -ki bu benim hatam-
Fotoğrafları bir türlü yükleyemedim.
Fotoğraf makinem 5 aylık oldu.
O daha bir bebek.
Kucağa da çok alıştı.
Sürekli de insanları gülümsetiyor.
Aramızda göbek kordonundan çok daha güçlü bağlar var.

***
22:27
Diyet tüm hızıyla devam ediyor.
Kendi başına yedi kilo verdikten sonra daha devam edillemiyor.
Diyetisyene koşuluyor.
Kan veriliyor.
Tahlil yaptırılıyor.
Sonra tekrar kan veriliyor.
Sonra sonuçlar alınıyor.
Ama sonuçta 3 kilo daha veriliyor.
Ki bunun 2 kilosunun yağdan olduğu düşünülürse 8 paket margarin olarak da algılanabiliyor.
İstikrarla devam ediliyor.
Hafifleniyor.

***
22:30
En son
İzledim. : Cesur
Okudum : Simyacı.
Aldım : Beyaz Gömlek ve zımbalar.
İçtim : Su

***
22:31
Boğazlarım -evet hepsi-böyle bi gıcık mı desem uyuz mu desem.
Öksüresim geliyor ama öksüremiyorum mu desem.
Ne desem.
Çok uykum var.
Yarın tam tamına 08:30'da ders var.
Biraz sonra dizi L&M izlerken uyumamayı diliyorum.
Okul iyi hoş da sabahın körüne ders koyan hocalar kışın ortasında duştayken suyunuz kesilsin,çayınıza batırdığınız petibörler bardağınıza düşsün,yağmurda yolda yürürken arabalar çamurlu suları hep size fışkırtsın inşallah.

***
22:33
Dikkat ettiyseniz hep bir yağmur,bir kış isteği.
Bi soğuk hava isteği.
Bi şemsiye,bi üşüme isteği.
Bi gerçek sonbahar isteği.
Ve bugün bir Eylül akşamı.
Ve bu da bir şarkı.
En bağımlılık yapanından.
Yarın mükemmel bir gün olabilir.
Ya da olmayabilir.
Kuşlar,kelebekler ve güzel şarkılar sizin olsun.
Hayat ne tuhaf vapurlar filan.
Adios. 

*** 
Bu da benden size kıyak olsun.



19 Ağustos 2012 Pazar

Bu-gün-Bay-ram.


Tamam tamam biliyorum çok ihmal ettim buraları.
Ve hala da ihmal etmeye devam ediyorum.
Son bir aydır perişan olan Hayalci,birkaç haftalığına kafa toplamaya gidiyor.
Buna gerçekten ihtiyacım var.
Dönüşte herşeyi telafi etmeye çalışacağım.
Anlatacak çok şey var aslında ama bir türlü vakit yok.
Bu yüzden pek değerli okuyucu,
Bayramınız mübarek olsun.
Daha nice yıllar çikolata tadında güzel bayramların,bayramlarımız olsun.
Şimdi el öpmeye gidiyorum.
Akşam da yolculuk var.
Daha bavulum bile hazır diil.
Şimdi sizi alelacele çektiğim çikolata fotoğraflarıyla başbaşa bırakıyorum.
Hadi sağlıcakla.

22 Temmuz 2012 Pazar

Tatilden kürkçü dükkanına dönüş.








 Siz fotoğraflara bakarken bende işleri yoluna koyup geliyorum.
Despedida.
Related Posts with Thumbnails