30 Ocak 2012 Pazartesi

It's my birthday!

Evet yanlış duymadınız.
O mükemmel harika olağanüstü gün bugün.
Bu şarkıyı kendime gönderdiğim gün bugün.
Tüm mumları söndürmeye çalışıp bir de bi'dolu dilek tutucağım gün bugün.
On dokuzu son kırıntısına kadar kullandıktan sonra ağız dolusu -yirmi- olduğum gün bugün.
Bu sefer öyle seferberlik filan ilan etmedim.
Geberesiye hasta olunca kaybettiğim coşkuyu geri kazanmak gerçekten zor oluyor.
Şuan tam doğduğum gün olduğu gibi lapa lapa kar yağıyor.
Ve ben,evde elimde sahlepim bu görüntüyü izlemekten çok büyük bir zevk alıyorum.
Yeni yaşımdan elbette ki istediğim bir çok şey var ama ben size istediklerimden çok olacakları göstermek isterim.
Tatil bir çırpıda bitecek ve işkence sezonu koşarcasına başlıycak.
Geçen yıldan kalan -iki- adet ders beni bunal bunal bunaltırken,diğer sekiz adet ders ise geceleri kabuslarım olacak.
Bahar şenlikleri geldiğinde içim kıpır kıpır ededursun,finaller her sene olduğu gibi şenlikleri sabote edecek.
Tam muhteşem ötesi bir istekle beklediğim tatil geldi diyeceğim ki lanetolasıca bir aylık staj tüm tatilimi işgal edicek.
D90 mı? 
Ah tatlım onu ben deli gibi istiycem ve bana gelmiycek.Çekim yasası benim için işlemiyor malesef.
Durumlar bu mudur.Ne yazık ki.
Ama olsun bugün doğumgünüm ve herşeyi doğal olarak toz pembe görüyorum.
Güzel çok güzel mesajlar alıyorum.
Bazı insanları ne kadar çok sevdiğimi farkediyorum.
Akşam yirmi tane mumum olmayacak belki ama yirmi tane dileğim hazır merak etmeyin.
İçinde herşey,herkes var.
Herkes iyiki var.
Ben iyiki doğdum.
Doğumgünü kızı bensem sonsuz şımarıklık hakkım olduğunu belirtip,
Camın önündeki yerime geçiyorum.
Şimdilik en sakin doğumgünüm.
Ve en sakin ben.
Yaşlanıyor muyum ne!
Arrivederci.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Bir kar tanesi ol kondiliminucuna.

Kabusun etkisini üstümden atmaya çalışırken,
Lapa lapa kar gören ben,
Çocuklar gibi şenim.
Tarçınlı biberiye çayım biter bitmez,
Dışarı çıkıp sırılsıklam olana kadar yürüyeceğim.
Biraz nefes,
Biraz temiz hava,
Biraz mutluluk zamanı ♥

Kabus.

Korku filmi sevmem demiştim.
Julie&Julia izledim gece.
Daha sonra yattım.
Saat 03:38.
***
Karanlık bir yer.
Böyle çok tanıdık bi ev ama bi yabancının.
Bir odada yalnız başıma hiç bilmediğim bişeyler beklerken,
Kalkıp yan odaya bakıyorum.
Kargalar!
En korktuklarım!
Büyükten küçüğe sırayla uçuyorlar.
Büyükler o kadar büyük ki.
Neredeyse bi kedi kadar.
Koştukça peşimden uçuyolar.
Uzun bi süre onlarla boğuştuktan sonra,
Başka bir odadayım.
Birsürü insan.
Bir tanıdık bulmak için sesleniyorum.
Karşıma çıkan insanlar öyle korkuç ki.
Biri üstüme yürüyor.
Biri zorla gözümün içine bakıyor ama hayatımda gördüğüm en korkunç gözler.
Kucağında avuç içi kadar bir bebek.
Korkumu yenmek için sevmeye çalıştığım sırada koltuk değnekli bir adam bana doğru geliyor korkuyorum.
Gözlerim tanıdık birini arıyor ama yok.
***
Ve en korkunç kısmı.
Otobüste en arkada oturuyorum.
Gece.
Solumda bir kadın.
Yol soruyor,ne zaman varır diyor,
Onu hiç sevemiyorum ama duruşu beni öyle üzüyor ki güzelce ona yol tarif ediyorum.
E ayakta.
Kaş göz yapıyor noluyor? der gibi.
Bilmiyorum der gibi kaşlarımı kaldırıyorum.
Kadına iniceğiniz yere daha yarım saat var diyince ağlamaya başlıyor.
Yazık diyorum kötü bişey heralde.
Kendi kendine dövünürken bacağıma sıkmayan başlıyor.Sonra da kolumu.
Bi yandan ağlıyor.
-Bak hala ellerim titriyor.-
Sonra beni iyice sıkıştırıp kahkahalar atmaya başlıyor.
Yüzü şeytan gibi oluyor.
Vücudumu oynatamıyorum.
Nefessiz kalıyorum.
Öyle kuvvetli ki üstüme doğru bastırdıkça ben öylece kalıyorum.
Sonra bi çığlık!
Benim çığlığım.
Uyanıyorum.
Düşündükçe gözlerim doluyor.
Saat:04:01
Kalbim ağzımdan çıkacak.
Kendime gelmeye çalışırken ev telefonu çalıyor.
Şoka giriyorum,inanamıyorum,nolur kötü bişey olmasın!
Babam açıyor telefonu.
Babannemi hastaneye kaldırmışlar.
Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum.
Saat:05:21.
Tavanı seyrediyorum.

10 Ocak 2012 Salı

Hayalci produksiyon iftiharla sunar!

He-yo.
Şuan da tam olarak rahatlıkla bunalım arasında biyerlerden ses ediyorum.
Rahatım ayaklarımı uzattım yarınki sınava inat bir yandan çokyeşil-çayımdan kocaman bir yudum alırken bir yandan burada bişeyler zırvalıyorum.
Bunalımdayım,finaller ölsün istiyorum.
Sınav dönemi Dünya'da değil de Mars'taymışım gibi hissediyorum.
Herşeyden uzak,habersiz,asosyal.
Biri bana CH3COOH formülasyonunun ileride ne işime yarıyacağını açıklayabilir mi?
Şu gencecik yaşımda iki kıytırık sınav için nedir bu çektiğim.
Hatta tüm öğrenciler adına aynı isyanda bulunuyorum.
Kendini beğenmiş hocaların daha da kendini beğenmesi için arada biz heba oluyoruz.
Duyan var mı?
Anlatamayacağı soruyu sınavda soran hocam vardı benim be!
Şimdilik daha başında olduğumuz için sakinim ama olur a hocalar yine aynı şekilde davranır bu da onlara peşin isyanım olsun.
Kahve♥den uzak durmaya çalıştığım şu final döneminde yeşilçayı tavsiye eder-ay yok vazgeçtim siz benim yerime de kahve için-
Hayalci prodüksiyon güz yarıyılı final sınavı dönemini iftiharla sunar baylar bayanlar.
***
Bizi baydı bu sınav muhabbetleri derseniz -ki bu isyanınızı çok iyi anlarım- birazda ordan buradan bahsediyim.
Sınavlara rağmen neşem yerimde iki tane saçmasapan sınava papuç bırakacak değilim.
He tabi sınavlar bitip notlar açıklanınca halim nice olur bilemem.
Yılbaşını saçmasapan bir şekilde atlattıktan sonra,
Yeşilçayımdan da yeterince anlaşılabileceği gibi azimle diyetteyim.
Hemde bir ocaktan beri.
Kendimde çok ilginç bir irade görüyorum.
Çevremdekilerin bu iradeye şaşırdığı gibi bende şaşmalardayım inanın.(-Ama kanka sen beni yine de durdur )
Cornflakesle pek bir haşır neşirim şu sıralar.
Piyango biletimin akıbetini merak edenler varmış.
Öyle bir şans varki bende tamı tamına amorti tutturdum.
Ve kendisiyle yeni bir bilet edindim ki şuan oda masamın üzerinde bir kenara atılmış duruyor öyle.
Onun dışında yarın ki harika sınavın notları masamın üzerinde fosforlu kalemlerle rengarenk çizilmiş halde duruyor.
Onbeş gün sonra özgürüz Allahım yaşasın.
Bugün onocak.
Hava buz gibi.
Bu havaları bu kadar mı severim.
Tamam çok soğuktan bahsetmiyorum.
Kış çocuğu olmamın etkisi vardır belki ama yağmur yağınca resmen mutlu oluyorum.
Bugün eve yürürken biraz ıslandım.
Ama nasıl mutluyum.
Yarında kar varmış diyorlar.
Meteorolojiden de haber verdiğime göre şunu söyleyebilirim ki
'Havalar nasıl olursa olsun,sizin havanız güzel olsun'
Adios.

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi nolur benim ol!

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D Kit, Manfrotto 055XProb tripod ve Kata123Go-30 fotoğraf çantasıhttp://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.  kazanma şansı yakalayın! 

Fotoğraf maknası merakımı bilmeyen yoktur heralde.
Gökten düşen bi 600D öyle güzel gider ki şimdi.
Tek lafım:
Nolur benim olsun!



Related Posts with Thumbnails